7 Kasım 2010 Pazar

Kaza İle Alakalı Haber ve Yorumlar

Rahmetli abimin geçirdiği kazayla alakalı www.ucuyorum.com sitesindeki Kmalkoc nickli 177749 kullanıcı nolu arkadaşımızın yazısı ve basında çıkan haberler...




Sayın TC-FTH bu konu başlığını açınca, o kaza ile ilgili öncelikle internet üzerinde bir araştırma yapmaya başladım. Aslına bakarsanız 1974 yılından beri (ortaokul yılları) toplamış olduğum bilgileri içeren büyük bir arşivim vardı. Fakat 2006 yılında Ankara'dan İstanbula kesin dönüş yaptığım sırada malesef bu arşivimin büyük bölümünü kaybettim. Yoksa bu olaya ait bir çok gazete haberi ve görüntüleri mevcut idi. Fakat bu kaza ile ilgili olarak o sırada görevde olan ve kaptanları tanıyan kişiler ile birlikte bulunduğum sıralarda -her zaman olduğu gibi- konuşmalar, görüşler vb. dinlemiştim.
Aslına bakarsanız dinlediklerim ve tamamen nedeni belli olan bir kaza hakkında ne denilebilir diye, geride kalanları incitmemek adına konuyu döndürüp duruyorum nasıl gireceğimi de pek bilmiyorum. Fakat duyduklarımı, söylenenleri katmadan bu konuya amatörce yorumsuz katkı yapayım.
Öncelikle bulduğum teknik bilgileri, daha sonrasında da olayla ilgili görüş ve yaşamış kişinin hatıralarını buraya ekleyeyim.


22 Temmuz 1994 tarihinde Almanya/Frankfurt havalimanındaki görüntüsü.


KAZA İLE İLGİLİ GENEL BİLGİ :
Tarih: 29 ARALIK 1994
Saat: 15:30 Mahalli
Tip: Boeing 737-4Y0
Kullanıcı: Türk Hava Yollari - THY
Kodu: TC-JES - MERSİN
İlk Uçuşu:1993
Motor: 2 CFMI CFM56-3C1
Mürettebat: Mevcut: 7 / Ölü 5
Yolcu: Mevcut 69 /Ölü: 52
Toplam : Mevcut 76 / Ölü 57
Kaza Raporu: Gizli
Uçak Akibeti: Külli Hasar
Olay Yeri: Van/Türkiye
Olay Anı: Yaklaşma (APR)
Görev: Planlı İçhatlar Yolcu Taşımacılığı
Kalkış Meydanı: Ankara-Esenboga (ESB/LTAC)
Varış Meydanı: Van (VAN/LTCI)
Uçuş Numarası: 278
Özeti :
TK278 numaralı uçak kar içindeki uçuşta 300 m düşen bir görüş bulunan kötü bir havada 03 no.lu piste VOR/DME yaklaşması yaparken, 5700 feet mesafede iken bir tepeye çarptı.
http://aviation-safety.net/database/...?id=19941229-0
Alıntı:
THY’nin İstanbul-Van seferini yapan 278 sefer sayılı Boeing-737 yolcu uçağı Van da alçalma esnasında düşmeden önce 4,800 metre görüş mesafesi gerekirken 300 metre görüş mesafesi ile alçalıyordu ve bu pist’te ILS yoktu. ILS’in en düşük kategorisi olan CAT I’de dahi 550 metre pist görüş mesafesi gerekirken, pilotlar 300 metre görüş mesafesinde uçağın dağa çakılmasına (sadece tek motorun tepeye çarpması ile) neden oldular."
http://www.alphanmanas.com/?p=138
Alıntı:
Hassas yaklasmaların yapılamadığı (non-precision approach) bir pisti olan van havaalaninda gerceklesmis olan kazadır.
Boeing 737-400 saat 12:53'te van hava trafik kulesiyle temas kurarak yaklasma ve iniş hazırlıklarına basladı..Hava kar yağışlı ama rüzgar sakin, sıcaklık sıfir derece, bulut alt yüksekliği 800 feet (264 m) ve yer görülemeyecek durumdaydi. Pist görülemediğinden saat 13:21'de alan pas gecildi. İklim kosullarının sert, inişe yardımcı olan gereçlerin ise sınırlı olduğu doğudaki havaalanlarımızda kış aylarında sık rastlanan ve ekiplerin egitimli olduklari bir uygulamaydi.
Pilot bunun üzerine esenboğa'ya dönme kararını bildirmiş ve kuleden de iznini de almış. Ne yazik ki, kaptan Esenboğa'ya dönüşe geçmeden fikrini değiştirip, inis için son bir yaklaşma daha yapmaya karar verdi. "
Ve uzucu kaza yasandi...
1- Van havaalanında yalnız vor/dme, vor yaklaşması kolaylıkları mevcuttu; daha güvenli iniş için gerekli ILS cihazı yoktu.
2 - İkinci defa inişi denemeye karar verince kaptan ungun'un izlediği iniş "paterni" yani rotası VOR/DME yaklaşmasından sapma göstermekte
3- kara kutu incelemesi sonucu kokpitteki ses kayıtları, kokpit kaynakları yönetiminde zaaflar saptadı. Cem Kozlu, Bulutların Üstüne Tırmanırken, Remzi Kitabevi, 2007

Buraya kadarki bölümün teknik hususları siz uçucu, uçuran ve uçuşa yardımcı olan arkadaşlarımız tarafından çok daha iyi anlaşılabilir. Şimdi bu kaza konusunda basında çıkan yazıları sizinle paylaşayım.
Alıntı:
Van uçağı, göz göre göre düşürüldü. Uçağı, pilot düşürdü, ancak sebebi, adeta düşürme talimatı gibi THY yönetim anlayışı.
Olaydan iki ay önce, Trabzon"a uçan pilot, hava muhalefeti sebebiyle inemeyip pas geçip, Ankara"ya dönünce; THY yönetimi vay sen bizi zarara uğrattın deyip, pilota iki ay uçuştan men cezası vermişti. Bu, pilotun iki ay süresince ciddi bir ekonomik kaybı ve itibar kaybı demekti!
Bunu bilen Van uçağının pilotu ise, birkaç olumsuzluğu birlikte çözmeye çalışıyordu. Yılbaşı akşamı Van"a uçup, İstanbul"a arkadaşlarıyla yaptığı yılbaşı programına katılmak üzere geri dönecekti. Uçtu. Van"da hava, iniş için elverişli değildi, kule uyardı. Pilot, büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. İnmeyip yedek pist olan Ankara"ya dönse, hem ceza alacak hem de yılbaşı partisi yatacaktı.
İneceğim abi, bişi olmaz (!) deyip, bulut sandığı karlı dağa uçağı çaktı. Kendisiyle birlikte 70 milyonun yüreği yandı.
Av.Haluk PEKŞEN
http://www.haber61.net/author_article_detail.php?id=80
Alıntı:
En cesur pilot, en korkak pilottur!
.......YETTİ ve de yeter!
Hatırlayalım, kule ihtarlarına rağmen uçağını Van'a çakan pilot Adem Ungun'un bu hareketini, onun bağlı olduğu meslek odası ‘‘belki hırs duymuştur'' cümlesiyle açıklamıştı.
Hayır, hayır, hayır, pilot hırs duymaz! Duymamalıdır. Böyle bir şey düşünülemez.
Dünyanın en zor ve en sorumlu uğraşlarından birisi olan pilotluk mesleğinin lugatinde ‘‘hırs'' ve ‘‘cesaret'' kelimeleri yoktur. Olamaz. Olması tahayyül dahi edilemez.
Çünkü, en ‘‘hırslı'' pilot, en ‘‘ödlek'' (!) pilottur. En ‘‘cesur'' pilot da, en ‘‘korkak'' (!) pilottur.
Kelle koltukta bindiğimiz ‘‘THY'' uçaklarında, en ‘‘ödlek'' ve en ‘‘korkak'' pilotların bu gerçek kahramanlığına inanarak uçmak hakkımızı ve güvenliğini talep ediyoruz.
Hadi Uluengin
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...946&yazarid=22
Alıntı:
Van'daki uçak kazası dolayısiyle ben de medyayı eleştirmek isterim. Medyamız daha gerçekler ortaya çıkmadan bazı günah keçilerini suçlamaya, yargılamaya ve hatta mahkum etmeye başladılar. Baş günah keçisi rahmetli pilotlar ve özellikle Adem Ungun, sonra da, sırasiyle THY ve Havameydanları, THY uçaklarının 11 yıldır kazasızlık rekoru kırdığı, çoğu THK kökenli pilotlarının dünyanın en mahir pilotları olarak tanınmış oldukları, bu tür kazaların en büyük havayollarında da vaki olduğu unutuldu, hep kirli çamaşırlar aranıyor... Bana öyle geliyor ki, pilotlar derneği ve bazı politikacılar bu müessif kazayı kendi hesapları için kullanıyorlar. Kazanın sebebleri elbette araştırılacak ve suçluları, sebep olan aksaklıklar elbette ortaya çıkarılacak ve medya da bu süreçte önemli rol oynayacak... Ancak peşin hükümlü olmadan ve hemen günah keçilerini kurban için "bıçak" demeden! Son zamanlarda dünyada güven prestiji kazanan Türk Hava Yollarımızı da sansasyon ve bazı küçük hesaplar uğruna böylesine acele harcamayalım.
http://www.tg.com.tr/sitedirector/cg...ems=%7Bbody%7D

Şimdi ise bu kazadan büyük bir şans eseri kurtulmuş Kabin Görevlisi Ömer TOY'un olay anında yaşadıkları :
Alıntı:
Ömer Toy, 7 yıl önce Van'da dağa çarparak düşen Mersin uçağındaki üç kabin görevlisinden biriydi... İnsanların çığlık atmaya bile vakit bulamadığı uçaktan sağ çıktı. 'Uçağın kuyruğunda oturduğum için şanslıydım' diyor
Ömer Toy 54 kişiye mezar olan Mersin uçağıyla o kara gün uçan; ölümle burun buruna gelen isimler arasındaydı. O tarihlerde Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde okuyor; aynı zamanda kabin görevlisi olarak THY'de çalışıyordu.
Ömer Toy bugün 29 yaşında... Onunla kaza gününü konuştuk. "Olağanüstü bir durum yoktu" diye söze başladı, sonra devam etti: "Uçağa yolcuları almadan önce rutin işlerimizi yaptık. Yiyecek ve içecekleri, oksijen tüplerini kontrol ettim. Sonra yolcular geldi ve uçak havalandı. Servisimizi yaptık; benim için sürekli uçtuğum sıradan bir gündü. Ama bitişi öyle olmadı..."
Uçak Van'a yaklaştığında yolculara yerlerine oturmaları, kemerlerini bağlamaları söylendi. Ömer Toy'da sırtını tuvalete yaslayıp, kemerini bağladı. Artık uçak inişteydi: "Saat 15.20'ydi. Dışarı baktım; fırtına kopuyordu. Zaten uçak iki kere pas geçince yolcularda tedirginlik başlamıştı. Uçak tekrar piste yöneldi; pencereden dışarı bakıyordum; müthiş bir gürültü koptu. Uçağın kanadı bir yerlere dokunmuştu. Her şey 1-2 saniye içinde oldu ve bitti. İnsanlar çığlık atacak zaman bile bulamamışlardı."
Mersin uçağı paramparçaydı... Dev uçağın enkazının yayıldığı alanda karlar kanla kaplanmıştı. Uçağın sadece kuyruk tarafı sağlamdı ve orada oturan isimlerden biri de Ömer Toy'du. Toy, yanında oturan diğer kabin görevlisine baktı. Ölmüştü...
HEY! BEN BURADAYIM 
Toy, yerinden kalkmaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Oturduğu koltuk, beline kadar kara saplanmıştı: "Ama bilincim yerindeydi. Dışarıdan sesler geliyordu. 'Ben buradayım!' diye bağırıyordum ama sesimi kimse duymuyordu. O sırada köylünün biri buldu beni, 'burada biri var!' diye bağırdı. Üç-dört kişi beni zor çıkarttı. Ellerimi artık hissetmiyordum. 2 saat boyunca karın içinde hareketsiz kalmıştım."
Toy kazayı hafif yaralarla atlatmıştı. Sağ baldırına 13 dikiş; sol dizine de 5 dikiş atılmıştı. Uçakla ilgili ilk haberlerde ölenler arasında Ömer Toy'un da adı geçiyordu! Toy'un ailesinin oturduğu Antalya'daki evinde tam bir matem vardı. Biricik yavrularını bir uçak kazasında kaybetmişlerdi. Toy'un ailesine ulaşan tek haber uçaktan haber alınamadığıydı. Yüreklerinde çok az da olsa bir umut kırıntısı vardı. Ve bu umut kırıntısı bir telefonla gerçeğe dönüştü. Ömer Toy kendisini kurtarıp hastaneye taşıyanlardan rica etmişti: "Lütfen anneme babama haber verin. Onlara yaşadığımı söyleyin. Lütfen haber verin..."
Ömer Toy, kazadan sonra 4 ay daha THY'de kabin görevlisi olarak çalıştı. Uçuş sevdasından okulunu bitirebilmek için ayrılmış. Bugün evli ve özel bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyor.
Uçak kazası geçiren birçok kişinin aksine o bu kazayı çok doğal karşılıyor:
"Hani insanın ayağı tökezler de düşer ya; bu da onun gibi bir şey. Ama üzüldüğüm bir nokta var. Beni herkes Ömer Toy olarak değil, uçak kazasından sağ kurtulan kişi olarak tanıyor. Biriyle tanıştığımda arkadaşlarım hemen bu olayı anlatıyor. Sıkılıyorum. İnsanların beni öyle hatırlamasını istemiyorum. İş yerimdeki birçok arkadaşım bile benim düşen uçaktan sağ olarak kurtulduğumu bu haberi okuyunca öğrenecek. Kazadan sonra ne psikolog istedim ne de farklı bir tedavi. Hâlâ uçağa biniyorum. Bir insanın uçak kazası geçirme ihtimali sayısal lotodan ikramiye kazanma ihtimalinden daha düşük deniliyor. Aynı kişinin iki kez sayısal lotoyu kazanma ihtimali ne kadar düşükse, benim de uçak kazası geçirme ihtimalim o kadar düşük."
"O KAZADA BİR HAYAT KURTARDIM"
Ömer Toy, kazadan kısa süre önce yaşadığı anı unutamıyor: "Uçak İnişe geçmiştk. Çocuklu bir bayan, kendisiyle birlikte çocuğunu aynı kemere bağlamaya çalışıyordu. Ona, kemeri kendi beline bağlamasını, çocuğu da sıkı sıkı tutmasını söyledim. Kazada, o bayan öldü ama çocuk kurtuldu."
http://arsiv.sabah.com.tr/2002/02/04/g16.html

Bu kazada kaybettiğimiz uçuş ekibi ve yolcularımızın hepsine allah rahmet eylesin, ailelerine sabır diliyorum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder